Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin Sünnetini Terk Etmek, Çağımızdaki En Büyük Fitnedir. Daha da Büyük Tehlikeli Bir Şey Ben Görmüyorum. Bugün Öğretmenlerden de Bize Şikâyet Geliyor. Orta Birdeki Çocuk, Orta İkideki Çocuk Diyormuş ki Din Dersi Hocasına, “Hocam! Peygamberimizin Hüküm Koyma Yetkisi Yok. Nerede Hani, Delili Ne?” Bu En Büyük Fitnenin O Çocuğa Kadar Yansımasını İfâde Eder. Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Helâl ve Harâm Koyma Yetkisi Yok Demek, Küfrün En Kestirme Şeklidir.
Hiçbir Erkek ya da Kadın Mü’minin, Hiçbirisi İçin, Allah ve Rasülu Hüküm Koyduktan Sonra Muhayyerlik Hakkı Yoktur. İstersem Uyarım İstersem Uymam. Öyle Bir Şey Yok! Peki, Peygamberimizle İlgili Bu Fikri, Bu Kâfirce Fikri Niye Piyasada Tutuyorlar? Tutanlar da Köken Olarak Müslüman, Kur’an Okuyan, Gerçek Müslüman’ım Diyen Bir Sürü İnsan. Niçin Sünnet Dışlanıyor?
Bu Fikrin Kaynağı Müsteşriklerdir. Batılı Hıristiyan Kökenli Olup, Yahudi Kökenli Olup, İslâmî İlimlerle Uğraşanlardır. O Kadar Çok Uğraşmışlar ki Asırlardır, Niyet Bozuk Olunca Îmân Nâsip Olmamış Onlara. Gerçekten Çok İleri Derecede Araştırmaları Var. Acayip! Ama Bu İlim Onları Îmâna Getirmiyor. Bilgi Îmâna Getirir Diye Bir Kâide Yok. Nâsibi Olan İnanır. Niyeti Bozuk Olunca da Allah Bu Nimeti Onlara Vermiyor. Bu Fikri Bizimkilere Üflüyorlar. Bizim Saf Salaklar da, Komplekslerini Yenmek İçin, İlgi Uyandırmak İçin, Halkın Nazarında Üst Kademede Görünmek İçin –Tamamen Patolojik Bir Durumdur Bu– Bunları Gündemde Tutuyorlar. Dinin Bozulması İçin Gece Gündüz Uğraştıklarının Farkında Değiller.
Ne İçin Karşı Çıkıyorlarmış Efendimizin Sünnetine? Din Bozulsun Diye. Peki, Efendimizin Sünneti Devre Dışı Bırakıldığında Din Bozulur mu? Hiç Düşünmeden Rahatlıkla Söyleyebilirsin; Din Diye Bir Şey Kalmaz. Dinimizi Tutan Şey Sadece Kur’an Değildir. Kur’an ile Birlikte Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin Sünnetidir. Niçin? Örnek Vereyim; Dinimizin Direği Nedir? Namazdır. Rasülullah Aleyhisselâm’ın Sünneti Olmadığı Zaman Namaz Bile Ortadan Kalkar. Çünkü Biz Namazı Kur’an’dan Öğrenmiyoruz. Kur’an’ın Hiçbir Yerinde Namaz Anlatılmaz. Önceki Peygamberlerden Bahsedilirken Rükû, Secde, Kıyâm Kelimeleri Geçiyor. Üç Kelime! “Namaz Size Emredildi Belli Vakitlerde.” Deniyor. Başka da Namazla İlgili Bir Şey Yok! Onun İçin Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyuruyor ki, “Beni Namaz Kılıyorken Nasıl Gördüyseniz, Öyle Namaz Kılın!” Biz Namazı Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin Sünnetinden Öğrendik.
Kur’an’ı Anlamaya Çalışırken Sünnet Egemendir. Sünnete Aykırı Bir Manâyı Kur’an’a Veremezsin. Sünnet Manâyı Sınırlandırıyor. Sınırlandırdığı İçin de Din Bozulmuyor. Dinimizi Bozdurtmayan Şey de Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin Sünnetidir.
Yine Namazdan Örnek Vereceğim; Namaz Kelimesi Kur’an’da Namaz Diye Geçmez, Salât Diye Geçer. Salâtın Kelime Manâsı Yalvarıp Yakarmak Demektir. Dolayısıyla Bir Adam Pekâlâ Der ki, “Ben Bir İki Dakika Yalvarırım Allah’a, Salât Emrini Ömür Boyu Yerine Getirmiş Olurum. Elimi Kaldırırım Bir İki Dakika Bir Duâ Ederim, Tamam Bitti. Dünyâdaki Bütün Salât Emri Bitti!” Diyebilir Rahatlıkla. Bu veyâ Benzer Bir Şey Söylendiği Ân, Adamın Karşısına Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin Sünneti Dikiliyor, “Hop!” Diyor, “Sen Bunu Böyle Anlayamazsın…” Salât Dediğin Şey Şudur: Tekbiriyle, Kıraatiyle, Rükû ve Secdesiyle, Kâidesiyle, Selâmıyla, Vakitleriyle, Rekât Sayılarıyla, Şekilleriyle, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Sünneti Diyor ki, “Salât Budur! Bunun Dışında Manâ Veremezsin!” İşte Sünnet Bu Bozuk Niyetlilere Engel Olduğu İçin Sünnet Dışlanıyor ki, Önleri Açılsın Bunların. İslâm’ı Bozabilmek İçin Sünnet Reddediliyor ve İslâm’ı Bozdurtmayan Şey Sünnettir.
Dolayısıyla Sünnet Düşmanlığı Bilimsel, Masûm Bir Mesele Değil İdeolojik Bir Meseledir. O İdeoloji de, “İslâm’ı Bozma” İdeolojisidir.
İnsanoğlu Tevrât’ı Bozmuş, Zebur’u, Încil’i Bozmuş. Bunu Yapan İnsanoğlu da, “Kur’an’ı da Böyle Yapalım!” Diye Pekâlâ Düşünür. Düşünmez Demek Saflık Olur.
Peki, Kur’an’ı Nasıl Bozabiliriz? En Ciddi Tespit Ettikleri Şey –Ben de Hayret Ediyorum Nasıl Tespit Ettiler Bunu Diye– Sünneti Dışlamaktır. Sünneti Bir Tarafa Attın mı, Kur’an’ın Lâfzı Duruyor Bile Olsa Ona Verdiğin Manâ Başka Bir Dindir.
Zaten Kâfirlerin Kur’an’ı Bozacaklarından Ümitleri Yok, “Tevrât’ı, Încil’i Yaptığımız Gibi Âyeti Çıkaralım, Âyet Ekleyelim!” Bundan Ümitleri Yok Zaten… Öyleyse Kur’an-ı Kerîm Diyecekler, Sen de Müslüman Zannedeceksin Onu.
Ona –Kur’an-ı Kerîm’e– Yüklediği Manâ İslâm Dışı Olacak. İşte O Manâyı Dışlamak İçin Sünnetin Olmaması Gerekiyor. Çünkü Sünnet O Manâyı Verdirtmiyor Onlara. Âyetin Manâsını Doğru Verdirtiyor. Âyetin Manâsını Doğru Verdirttiği İçin Bunlar İstediği Bozuk Manâyı Yükleyemiyorlar ve Sünnete Düşman Oluyorlar. Sünnet Düşmanlığının Sebebi Bu!
Bekliyordum Acaba Kur’an Hakkında Ne Diyecekler Diye. Haydi, Sünnete Dediler Uydurmadır, Sonradan Yazılmadır Filân. İki Kelime Buldular ki, Bunu Duyduğum Zaman Bunu İnsan Düşünemez, Mutlaka Şeytân, Cin Şeytânı Vahy Etmiş Bunlara Dedim.
İki Kelime:
Kur’an-ı Kerîm’in Tarihsel Olduğu,
Kur’an-ı Kerîm’in Yerel Olduğu Yani Mahallî Olduğu…
Birinci Kelime Tarihsellik… Tarihsel Ne Demek? Kur’an, İndiği Elli – Yüz Sene İçin Geçerlidir, Şuan Hükmü Bitti Demek. Al Sana Kestirme, Net, Saf, Hâlis Bir Gâvur! Gâvurluğun da Karnesi Olur Yani. Biraz Bozuk Şekli Münâfık, Hâlis Şekli Gâvur.
İkinci Kelime Yerellik, Mahallîlik… Kur’an İndiği Coğrafyaya, Mekke ve Medîne’ye Ait, Onun Dışına Çıkmaz Demek. Al Sana İkinci Bir Gâvur! Zamanımızda Verilen Mücadelenin En Büyüğü, En Fitnesi, Kültür Açısından İslâm’ı Tahrif Etmek İçin Uğraştıkları Meseledir ve Özeti de Budur!
[Prof. Dr. Orhan ÇEKER]