Musa (a.s)’a peygamberlik vazifesi verilmeden önce Mısır’da bir İsrailli’yi savunmak için bir kıptîye tokat atmış, kıptî de bu tokat ile ölmüştür. Bunun üzerine Musa (a.s) şu duayı yapmıştır:
رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Okunuşu: “Rabbi innî zalemtu nefsî fâgfirlî fe ğafera lehû innehû hüvel-gafûrurrahîm.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Ben kendime yazık ettim, beni bağışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Kasas 28/16)
Hz. Musa kendisinin öldürülme planları yapıldığını öğrenince Mısır’dan gizlice kaçmıştır ve Allah’a şöyle dua etmiştir:
رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Okunuşu: “Rabbi neccinî minel-kavmiz-zâlimîn.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.” (Kasas 28/21)
Allah da duasını kabul etmiş ve onu korumuştur.
Hz. Musa’ya Fravun’a gidip ona tebliğ yapması istenilince yaptığı dua:
وَيَسِّرْ لِي أَمْرِيوَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي يَفْقَهُوا قَوْلِي رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي
Okunuşu: “Rabbişrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlul ‘ukdeten min lisânî yefkahû kavlî.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de, anlasınlar beni” (Taha:25-28)